Department of Archaeology

Kilise Tepe Logo

II.Tabaka: Stel Binası

A plan of the Stele Building Stel Binası'nın Planı
Büyütmek için plana tıklayınız
Takriben 18 metrekarelik bir alana ve merkezi bir alan etrafına dizilmiş odalara sahip bu bina tamamiyle farklı yönü ve planıyla eskiden önemli bir ayrılışı temsil eder. 1990'larda binanın IIc safhası tamamiyle açığa çıkarılmış ve yapının ikili depolama ve kült fonksiyonu merkezi alandaki stel ve sunak ile ve bazı diğer odalardaki depolama küpleriyle iyi şekilde ortaya konmuştu. Zeminin altına doğru yapılan sondajlar bu IIc safhasının binanın ilk inşaat planına son derece yakın şekilde yapılmış bir yeniden inşası olduğunu ortaya koymuştur ancak bu orijinal yapının planı ve yerleşim safhalarını detaylı şekilde ortaya çıkarmak için daha fazla çalışma yapmaya ihtiyaç vardı. 2007-2009'daki çalışmamız bu görevi tamamlamamızı sağladı. Bu çalışma merkezi alanlı genel planın daimi olduğunu ancak IIc safhasının bazı uzun odalarının daha eski plandaki iki küçük odayla bağlantılı olduğunu ortaya koydu. IIa/b safhalarında bazı odaların depolama maksadıyla zemin seviyelerinin kademeli olarak yükseltildiğine ve binanın yapısı içinde bazı sembolik temel birikintileri olduğuna dair açık kanıtlar bulunmuştur. Çalışma bu sebeple Stel Binası'nın ikili fonksiyonu yorumumuzu desteklemekte olup, orijinal temelin Hitit İmparatorluğu'nun bitiminde gerçekleşen ve geleneksel olarak M.Ö.1190 civarına tarihlenen olaylardan çok daha önce atılmış olduğu yönündeki şüphelerimizi onaylama hususunda da çok değerli olan çok iyi tabakalanmış C14 analiz numuneleri sağlamıştır.

A jar with a spout and basket handleEmzikli ve sepet kulplu bir küp
Stel Binası'ndaki çalışmanın bir başka getirisi de aralarında III. Tabaka ile ilintilendirilen sade monokrom mallarla keskin bir fark gösteren ve seramik repertuarında ilk defa bu aşamada ortaya çıkan geniş kare-ağızlı küplere ait ilk tam profilinde bulunduğu az sayıda seramik kabın ortaya çıkarılması olmuştur. Bu küpler üzerindeki kırmızı boyalı motifler diğer formlarda çok daha muhtelif boya kullanımını haber vermektedir. Stel Binası'nın kendinden bir boyalı kapak ve Batı Avlusu'ndaki bununla çağdaş bir depo çukurundan emzikli ve sepet kulplu bir küp elde edilmiştir. Boyalı motiflerin kullanımı daha sonra kaselere de yayılmıştır.

İlk defa iyi şekilde Kilise Tepe'de tanımlanmış olsa da artık kırmızı-boyalı küplerin Kilikya kıyılarındaki Mersin ve Tarsus'un önemli yerleşimlerinde, hatta muhtemelen imparatorluğun M.Ö.1190 civarındaki çöküşünden çok daha önce, var oldukları ortaya çıkmıştır. Bu durum değişime neyin yol açtığı sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Kilise Tepe'de bunu politik sahnede vuku bulan bir değişimle ilintilendirme eğilimi içerisindeyiz. Yarı-bağımsız bir Tarhuntassa Krallığı'nın kurulması muhtemelen bu bölgeler üzerindeki doğrudan Hitit siyasal ve askeri kontrolünü standartlaştırılmış seramik repertuarını da içerecek materyal bağlantılarıyla birlikte ortadan kaldırmıştır.

Stel Binası'ndaki Oda 1'den Kırmızı Boyalı Bir Küp (safha IIb)Stel Binası'ndaki Oda 1'den
Kırmızı Boyalı Bir Küp (safha IIb)
Bu sebeple hem yeni mimari değişimin, hem de kırmızı-boyalı seramiklerin ortaya çıkışının muhtemelen yerel gelenekleri ya da imparatorluğun çekirdeğinden yayılan daha standartlaştırılmış özellikler yerine yeniliklerin desteklendiği yeni bir politik düzenle bağlantılı olduğu düşüncesi makuldür. Ancak bunu Stel Binası'nın temelinin ve yeni dekoratif stilin 14. yüzyıl içlerine uzandığına işaret eden C14 verileriyle bağdaştırmak güçtür.